Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kars Doğu ile Batı arasında sınırda yer alan ve Anadolu’ya açılan bir kapı olarak görüldüğü için, Urartular, Selçuklular, Ermeniler ve Osmanlılar döneminden beri ismi de kapı anlamına gelen 'Kars' olmuştur. Kars aslında bir ‘Serhat Kenti’, yani sınır kentidir. Sınırda stratejik konumu sebebi ile sürekli savaşlar görmüş, Moğol, İran–Sasani ve Rusların saldırısına uğramıştır. Bu sebeple hep bir asker kenti, paşalar şehri olmuştur. Hatta çektiği bütün acı ve zulümlar sebebiyle ilk ‘Gazi’ unvanı alan ve madalyası olan kentimizdir. Kars geçmişini kültürünün bir parçası yapmayı başarmıştır. Osmanlı, Rus ve Ermeni mimarilerinin çok güzel örneklerini bir arada görebildiğiniz ender şehirlerden birisidir. Şehirde büyük oranda hakim olan Baltık mimarisi tarzındaki yapılar ve eski Rus binaları, köşkleri ile büyük bir mimari zenginliğe sahip olduğu söylenebilir Farklı etnik kültürleri uyumla içinde barındırmayı başarabilmiştir. Şehirde çok farklı ırk ve milliyetlerden insanlar bir arada, huzur ve barış içerisinde yaşamaktadırlar. Özellikle son yıllarda ülkemizde oldukça popüler olan Doğu Ekspresi’nin son durağı olması, Sarıkamış Kayak Merkezi, Ani Harabeleri, kışın yüzeyi buz tutan Çıldır Gölü, Kars Kalesi gibi çok çeşitli bir turistik ajandaya sahip olan Kars, yöresel yemekleriyle ve Aşık (Halk Ozanı) kültürüyle de turistlerin ilgi odağı olmaktadır. Yani zengin bir kültürel hazineye sahip olan Kars için Doğu’daki en batılı şehir diyebiliriz. Kars’ın nüfusunun büyük kısmını öğrenciler ve şehir dışından tayinle gelen memurlar oluşturur. Bunun için de kimse kimsenin hayatına karışmaz. Kars’ın yerli halkı hoşgörülüdür. Mustafa Kemal Atatürk’ü çok sever ve ona bağlıdır. Hatta adına marş bile yazmıştır. ‘Hoş Gelişler Ola’, Kars ilinde 1926 yılında bestelenen bir marştır. Atatürk'ün 1926 yılında Latife Hanım'la beraber ilk kez Kars'a gelişinde, 'Kars Türk Ocakları' üyeleri onu karşıladıkları zaman bu marşı söyleyip Türk bayrağı eşliğinde Kafkas Oyunları oynamışlardır.